12 Ekim 2012 Cuma

RADİKAL KİTAP...ŞAHİKA...


*MUTLULUK BULAŞICIDIR.
*MÜSTAKBEL EŞİNİZ ARKADAŞINIZIN ARKADAŞI OLABİLİR.
*ARKADAŞINIZIN ARKADAŞININ ARKADAŞLARI SİZİ ŞİŞMANLATABİLİR YA DA ZAYIFLATABİLİR.

“Sosyal ağlar güzel ve anlaşılması güç şeylerdir. O kadar detaylı ve karmaşık, hatta o kadar yaygındırlar ki, hangi amaca hizmet ettiklerini merak ederiz. Neden içlerine yerleşmiş durumdayız? Nasıl oluşuyorlar? Nasıl çalışıyorlar? Bizi nasıl etkiliyorlar?”

Harvard’lı tanınmış bilim adamları Nicholas A. Christakis ve James H. Fowler, sosyal ağların nasıl oluştuğunu ve nasıl işlediğini açıklarken birbirimizin tercihleri, sağlığı, zenginliği, mutluluğu, inançları ve hatta kilosu üzerinde yarattığımız akıl almaz etkiye dair şaşırtıcı kanıtlar sunuyor.

Business Week tarafından 2009 yılının en iyi 20 kitabından biri seçilen, New York Times “Editör’ün Seçtikleri” köşesinde ve dünyanın en büyük kitap sitelerinden Goodreads’in mutlaka okunması gereken 15 kitap listesinde yer alan kitap, Ekim 2012 başı itibariyle Varlık Yayınları’ndan çıktı.

Sosyal Ağların Şaşırtıcı Gücü, dünyamızın “Etkilemenin Üç Derecesi Kuralı” ile yönetildiğini gösteriyor; bizden üç derece uzaklıktaki kişileri etkiliyor ve onlardan etkileniyoruz, üstelik bu kişilerin çoğunu tanımıyoruz bile. Örneğin arkadaşınızın arkadaşının arkadaşı, mutluluğunuz üzerinde cebinizdeki 5000 dolardan daha fazla etki yaratıyor. Mali dümenlerin, yeme bozukluklarının, madde kullanımının, v.s. bununla beraber oy vermenin, yaratıcılığın, özverinin ve “gelişigüzel” iyiliklerin de temelinde sosyal ağlarımız yatıyor.
Bu kışkırtıcı ve yararlı kitap, duyguların neden bulaşıcı olduğunu, sağlıkla ilgili davranışların neden yayıldığını, zenginlerin neden daha da zenginleştiğini ve daha pek çok şeyi açıklıyor. Bireyin önceliği kavramını altüst ederek devrim yaratan yeni bir paradigma sunuyor: birlik halinde yön değiştiren balık sürüleri gibi, bilincine varmadan çevremizdeki insanlar tarafından yönlendiriliyoruz.

Hatırlarsınız geçtiğimiz yıllarda “Dünya Küçük Fenomeni ”de denilen ve üzerinde birçok araştırmanın yapıldığı “Altı Derece Teoremi” büyük ses getirmişti. Sosyal psikolog Stanley Milgram’ın 1967 yılında bulduğu bu ilginç teorem, dünyadaki herkesin birbirine ortalama altı kişi uzaklıkta olduğundan bahsediyordu. Yani bir düşünsenize, Fidel Castro, Adriana Lima ya da George Clooney…Ulaşıl(a)maz diye düşündükleriniz dahil, dünyanın bir ucunda yaşayan hiç tanımadığınız birine, siz diğer uçta olsanız bile altı adımda ulaşabiliyordunuz.
Hatta teorem o kadar ilgi çekti ki, John Guare’nin “Six Degrees of Separation”(Uzaklığın Altı Derecesi) adlı tiyatro oyununa ve Kevin Bacon’ın “Altı Derece” adlı bilgisayar oyununa konu olarak, popüler kültürde de yerini aldı.
Şimdi de “Altı Derece Teoremi” kadar ilginç, hatta bana göre daha da ilginç “Etkilemenin Üç Derecesi” yaptığımız ya da söylediğimiz herşeyin, sosyal ağ aracılığıyla dalga dalga yayılarak, arkadaşlarımız (Bir derece), arkadaşlarımızın arkadaşları (İki derece), hatta arkadaşlarımızın arkadaşlarının arkadaşları (Üç derece), üzerinde etki yaratma eğilimini gösteriyor. Etkimiz aşamalı olarak kayboluyor ve bize üç derece uzaklıkta bulunan sosyal sınırın ötesindeki insanlar üzerinde belirgin bir sonuç yaratmıyor.
Kitap bu konuyla ilgili bir sürü örnek ve veri ile dolu. Yaklaşık 300 kaynak ve illüstrasyon ile kendimizi nasıl hissettiğimiz, kiminle evlendiğimiz, hastalanıp hastalanmadığımız, ne kadar para kazandığımız gibi bize ait herşeyin, sosyal ağların şaşırtıcı gücü ile değişmesi anlatılıyor.
Kendimizi bir süper organizmanın parçası olarak görmek, hareketlerimize, seçimlerimize ve deneyimlerimize yeni bir gözle bakmamızı sağlar. Sosyal ağlara gömülü olmamızdan etkileniyorsak, bize yakından ya da uzaktan bağlı olan kişilerin etkisi altında kalıyorsak, ister istemez kararlarımız üzerindeki gücümüzü biraz kaybederiz. O zaman gelin, tıpkı beynin tek bir nöronun yapamayacağı şeyleri yapması gibi, sosyal ağların tek bir kişinin yapamayacağı şeyleri yapabilme gücünü fark ederek, kendi lehimize kullanalım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder