27 Eylül 2012 Perşembe

Eğer, yeniden başlayabilseydim yaşamaya,
İkincisinde, daha çok hata yapardım.
Kusursuz olmaya çalışmaz, sırtüstü yatardım.
Neşeli olurdum, ilkinde olmadığım kadar,
Çok az şeyi
Ciddiyetle yapardım.
Temizlik sorun bile olmazdı asla.
Daha çok riske girerdim.
Seyahat ederdim daha fazla.
Daha çok güneş doğuşu izler,
Daha çok dağa tırmanır, daha çok nehirde yüzerdim.
Görmediğim bir çok yere giderdim.
Dondurma yerdim doyasıya ve daha az bezelye.
Gerçek sorunlarım olurdu hayali olanların yerine.
Yaşamın her anını gerçek ve verimli kılan insanlardandım ben.
Yeniden başlayabilseydim eğer, yalnız mutlu anlarım olurdu.
Farkında mısınız bilmem. Yaşam budur zaten.
Anlar, sadece anlar. Siz de anı yaşayın.
Hiçbir yere yanında termometre, su, şemsiye ve paraşüt almadan,
Gitmeyen insanlardandım ben.
Yeniden başlayabilseydim eğer, hiçbir şey taşımazdım.
Eğer yeniden başlayabilseydim,
İlkbaharda pabuçlarımı fırlatır atardım.
Ve sonbahar bitene kadar yürürdüm çıplak ayaklarla.
Bilinmeyen yollar keşfeder, güneşin tadına varır,
Çocuklarla oynardım, bir şansım olsaydı eğer.
Ama işte 85'indeyim ve biliyorum…
Ölüyorum…
Jorge Luis Borges...

BUGÜN SEVDANIN GÜNÜ OLSUN...

BUGÜN SEVDANIN GÜNÜ OLSUN...

Ben ne zaman
Öyle durup dururken
Öyle damdan düşer gibi
Açıp seni okumaya başlasam
Anlıyorum ki,
Bahar gelmiş
Anlıyorum ki,
Kaçmak sürüklenmek vakti
Dolaşmak galatada hisarda
Bırakmak işi gücü
Unutmak ekmeği tuzu
Çıkarıp potinleri
Denize daldırmak vakti
Yalın ayakları.
Ben ne zaman
Öyle durup dururken,
Öyle damdan düşer gibi
Açıp seni okumaya başlasam
Anlıyorum ki
Mahvolmuşum…

Orhan Veli Kanık

19 Eylül 2012 Çarşamba

YANLIŞ MI? DOĞRU MU?

Yanlış ve doğru hakkındaki fikirlerimizin ötesinde bir yer var sizinle orada buluşacağım. Çimenlerin arasında uzandığınızda, dünyanın doğru-yanlış fikirlerinize ihtiyacı olmadığını göreceksiniz. 
Mevlana

16 Eylül 2012 Pazar

YİNE AŞK ÜSTÜNE...



Aşk gördüm dün gece...
Sadece bir kadın, bir erkek,
Bir de gece..
Heyecan ,sevgi ve merak yeni geleceğe,
Gözler ışıl ışıl,
Yürekler mutlu...
Aynı ben gibi, aynı biz gibi, 
Samimi ve yürekli...

Aşkla yürüyen iki kişi,
ELELE...

12 Eylül 2012 Çarşamba

48 SANİYE YORUMU SEDA KAYA GÜLER www.yeniasır.com

http://www.yeniasir.com.tr/Yazarlar/seda_kaya_guler/2012/08/15/48-saniyede-mutluluk


Dün çok sevdiğim bir arkadaşım geldi. 
Konuştuk acı üstüne.
Hatırlattı bana, benim de gayet acımasızsa deneyimlediğim ACIYI.
Ve farkettim öğreniyorum galiba acının içine dalmayı,
Onu orada açıp, içimden çıkarmayı.

Sevgili OSHO demiş zaten, her zamanki gibi yine haklı :)

Acı, büyümenin bir parçasıdır. Ve unutmayın, bir şey canınızı yaktığında içinizdeki başka bir şey bastırılmıştır. Acıdan kaçınmaktansa içine dalın. Bırakın canınız yansın! Tamamen acısın ki yara tamamen açılsın. Yara bir kere tamamıyla açılırsa iyileşmeye başlar. Acıyı hissettiğinizde ondan kaçarsanız, acı içinizde kalır ve tekrar tekrar karşınıza çıkar.

2 Eylül 2012 Pazar

48 SANİYE...

"Hepimiz, her şeyin aynı kalmasını istiyoruz. Yıkılan hayatlarımızı değiştirmekten korktuğumuz için böyle yaşamaya devam ediyoruz.
Anladım ki, belki benim hayatım çok karmaşık değildi. Sadece hiç bir şeye bağlı olmadığım dünyam öyleydi. 
Karmaşa bir hediyedir. Her zaman değişime hazır olmamız gerekir. 
İkimizde birlikte olmaktan fazlasını hak ediyoruz. Çünkü birlikte olmazsak yok olacağımızdan korkuyoruz. "

ŞAHİKA BU YAZIYI ÇOK SEVDİ...

Altı üstü hayat.
Öğrenmesi gerekli, biliyorum, tüm insanların dürüst ve adil olmadığını... Fakat şunu da öğret ona, her alçağa karşılık bir kahraman, her düşmana karşılık bir dost olduğunu da öğret ona. zaman alacak biliyorum, fakat eğer öğ
retebilirsen ona, kaybetmeyi öğrenmesini öğret ona ve hem de kazanmaktan neşe duymayı; kıskançlıktan uzaklara yönelt onu; Eğer yapabilirsen, sessiz kahkahaların gizemini öğret ona; bırak erken öğrensin zorbaların görünüşte galip olduklarını... eger yapabilirsen, ona kitapların mucizelerini öğret. fakat ona sessiz zamanlar da tanı; gökyüzündeki kuşların, güneşin yüzü önündeki arıların ve yemyeşil yamaçtaki çiçeklerin ebedi gizemini düşünebileceği... okulda hata yapmanın hile yapmaktan çok daha onurlu olduğunu öğret ona. ona kendi fikirlerine inanmasını öğret, herkes ona yanlış olduğunu söylediğinde dahi... nazik insanlara karşı nazik, sert olanlara karşı da sert olmasını öğret ona... herkes birbirine takılmış bir yönde giderken kitleleri izlemeyecek gücü vermeye çalış oğluma... tüm insanları dinlemesini öğret ona, fakat tüm dinlediklerini gerçeğin eleğinden geçirmesini ve sadece iyi olanları almasını da öğret. eğer yapabilirsen, üzüldüğünde bile nasıl gülümseyeceğini öğret ona. gözyaşlarında hiçbir utanç olmadığını öğret. herkesin sadece kendi iyiliği için çalıştığına inananlara dudak bükmesini öğret ona ve aşırı ilgiye dikkat etmesini... ona kuvvetini ve beynini en yüksek fiyati verene satmasını, fakat hiçbir zaman kalbi ve ruhuna fiyat etiketi koymamasını öğret. uluyan bir insan kalabalığına kulaklarını tıkamasını öğret ona ve eğer kendisinin haklı olduğuna inanıyorsa dimdik dikilip savaşmasını öğret. ona nazik davran, fakat onu kucaklama, çünkü ancak ateş çeliği saflaştırır. bırak sabırsız olacak kadar cesarete sahip olsun, bırak cesur olacak kadar sabrı olsun. ona her zaman kendisine karşı derin bir inanç taşımasını öğret, böylece insanlığa karşı da derin bir inanç taşıyacaktır. bu büyük bir taleptir, ne kadarını yapabilirsen bir bak bakalım. o, ne kadar iyi, küçük bir insan oğlum... "
Abraham Lincoln